lay it on thick

  1. abartarak övmek/methetmek, ballandırmak, göklere çıkarmak, dalkavukluk yapmak, yaltaklanmak, bin dereden
    su getirmek.
    Bob wanted to go to the movies. He layed it on thick to his mother: Bob sinemaya gitmek için annesine yaltaklandı.
  2. aşırı övmek/methetmek, pöhpöhlemek, dalkavukluk etmek, abartmak.
kalın bir boya tabakası sürmek Fiil